Bodrum Körfez Restaurant

Körfez Restaurant' ın tarihi mübadele zamanına (1925-1930'lar) dayanır, Subaşı ailesinin Bodrum'a gelen ilk üyesiAli SubaşıGirit'de çobanlık yaparmış. Kelle, teneke, lor... Çok özel peynirler yapmayı bilirmiş. Mübadelnin ardından Bodruma göçünce İskenderiye'ye yük götüren gemilerde tayfa olarak çalışmaya başlamış. Gemici adam yemek yapmasını da bilecek. Ali Tayfa da öyle güzel yemekler yapar olmuş ki bir yiyen parmaklarını da yiyor. Bu işi neden meslek yapmayayım demiş ve Bodrum çarşısında Liman Başkanlığı'nın yanındaki dükkanı kiralamış. Ve gel zaman git zaman dışarıdan gelip de Subaşı'nın yemeğini yemeyen Bodrum'a gittim demez olmuş. Böylece tahta sandalyeli, üzeri mermer masalı Lezzet lokantası Bodrum'un ilk ve tek lokantası olmakla kalmayıp giderek ünlendikçe ünlenmiş. Yıl 1930'lar…

1930'larda Bodrum

Bodrum’un ilk lokantasının sahibi baba Ali Subaşı'nın oğlu Hasan Bey, 1932 doğumlu, rum aksanı ile konuştuğu Türkçesi ile Bodrum aşığı bir delikanlı. Kokusu kültürü, sıcaklığı olan ülkelerle gönül bağı kuran Hasan Bey, ”Bodrum eski Bodrum değil” diyenlerden. ”Bodrum bizim zamanımızda kapıların açık olduğu herkesin birbirini tanıdığı bir yerdi. Hiç kapıları kilitlediğimizi hatırlamam o zaman. Şimdi ne mandalina bahçesi kaldı ne de yeşillik.Cevat Şakirbabamın arkadaşı idi. Lokantaya gelir Rum ağzıyla “Bugün ne yaptın be Subaşı?” derdi.

Alman harbi yeni bitmişti.1945 ya da 46 yazıydı.12-13 yaşlarındaydım. Kalimnos, Kos, Rodos'dan büyük büyük adamlar gelip gidiyordu Bodrum'a. O zamanlar Bodrum bir küçücük kasaba. Çöpleri katırla toplanırdı. Belediyesi desen, koca binada dört-beş kişi... Bir çöpçü, bir tellal, bir katip bir de başkan o kadar! O tarihlerde,Alman mı,İngiliz mi yabancı birileri belediyeye bir yemek takımı hediye etmişti. Kim olduğunu bilmiyorum, çocuktuk daha. Ama iyi hatırlıyorum, büyük beyaz tabaklar üzerine Bodrum Belediyesi diye yazı basılmış... Çatal kaşık hep gümüş... Protokolden önemli bir konuk geldi mi bu takım çıkardı ortaya. Yemeği hazırlamak da bizim işimizdi tabii. Bizden başka kim hazırlayacak...

Hasan Subaşılokantacılığın ilk yıllarını anlatırken, biraz hüzünlü sanki: ”Zaman oldu 4 bin nüfuslu Bodrum’da insan kalmadı. Mandalin bahçesi sahipleri bahçeye, süngerciler de denize giderdi. Dükkanlar kapanır, belde sessizliğe gömülürdü. ”Subaşı kardeşler, bazen tok bazen aç farklı işlerde çalışmak zorunda kalmışlar, ta ki Bodrum’u turistler keşfedinceye kadar.Ramazan ve Hasan Subaşı, Körfez Lokantası’nı el birliği ile işletmeye başlamışlar.

Hasan ve Ramazan Subaşı

Zeki Müren, Subaşı kardeşler ve arkadaşları

”Alman harbinden sonra 12 adanın protokol adamları Körfez Lokantası’na yemeğe gelirlerdi.Süleyman Demirel, Cevdet Sunay, Kenan Evrenve rahmetliTurgut Özalgibi pek çok siyasi isim lokantamıza konuk oldu.” Körfez’in müdavimleri arasındaZeki Müren’i unutmamak gerek.

Ramazan Subaşı Kenan Evren'i uğurlarken

"Babam tereyağını kızdırıp pilavın üzerinde şöyle bir gezdirdi mi kokusu ta İskele camisinden duyulurdu.Cevat Şakirde, çarşı esnafı da öğle yemeklerini bizde yerdi. Veresiye defterinde her birinin özel sayfası vardı. Babamın okuma yazması yoktu. Yalnızca eski Türkçe sayıları bilirdi. Tüm müşterileri için uygun gördüğü, kendince simge bir resim çizer, bu resmin altına yediklerinin hesabını tutardı. Örneğin; Karakayalar için kara bir kedi resmi çizmişti...

İşte böyle anlatıyor Hasan Subaşı. Duvarda Ali Subaşı'nın resmi, önümüzde, yalnızca Körfez Restoranda yenebilecek mürekkepli sübye.

Mürekkepli sübyenin tarifini size de aktarmaya hiç kalkışmacağım. Çünkü ancak işin ehli tarafından hazırlanabilecek bir yemek. Yanımıza gelen İmdat Kaptan "zaten herkes bu yemeği yiyemez" diyor. İşin özü, mürekkep balığınızla bir çeşit çorba hazırlarken yemeğin içine birkaç et mürekkep torbasını da katmak. Mürekkepli sübye bir Girit yemeği.

Hasan Subaşıhalen Körfez Restaurant'da yılların verdiği birikimiyle oğluAli Subaşıile beraber müşterilerine birbirinden güzel lezzetler sunmaya devam ediyor.