• call img
  • MÜŞTERİ HİZMETLERİ

  • line
  • 444 24 98
firma logo

Kişisel Gelişim Uzmanı İkbal Kaya

firma sektörü

Sektör :

firma yetkilisi

Yetkili Kişi :

İkbal Kaya

  • firma fb
  • firma tw
  • firma instagram
Eskişehir doğumluyum. 1981’den beri İzmir’de yaşıyorum. Henüz 1 yaşındayken abla oldum (Sanki küçük bir çocuk değil de abla olarak doğdum ve büyüdüm. Abla ve abi olanlar bu duyguyu bilirler. Omuzlarınızda hep sorumluluk duygusunun getirdiği bir yük vardır). İçimde daima her şeyi kontrol etme duygusu ve sıfır hata kaygısıyla yıllarımı geçirdim. Toplumumuzun değerleri doğrultusunda ve anne-babamızın bu değerleri içselleştirmesiyle küçüklüğümden beri bir kız çocuk olarak okuyup elime ekmeğimi alıp belirli bir yaşa geldiğimde evlenip doğurmam gerektiği öğretildi. Belki bu öğretilerden, belki de kadınlık iç güdüsü, belki de abla olmamdandır; içimde hep annelik duygusu korumacı ve sevgi dolu... O yüzdendir ki elim ekmek tutup evlendiğimde yerine getirmem gereken olmazsa olmazım çocuk sahibi olmak vardı.
Eşimle evlendiğim ilk günden itibaren neredeyse tek istediğim bir bebek sahibi olmaktı. Aylar, yıllar geçti; biz çocuk sahibi olamadık. İkimizin de biyolojik olarak hiçbir problemi yoktu. Bir sürü tedavi yöntemi denendi yine de olmadı. İşte tam bu noktada kafamdaki ses konuşmaya başladı. Neden ben? Neden çocuğum olmuyor?
Bir süre sonra tıbbın veremediği cevabı aramaya koyuldum. İlk önce ‘Reiki’ ile tanıştım. ‘Bir enerji var’ dediler. ‘Ellerinden akıyor, ellerini nereye koyarsan şifa orada’. Büyük bir heyecanla hemen öğrendim. Aylarca ‘Reiki 1’, yani ellerimle fiziksel bedenime şifa verdim. Bir ümit şimdi cocuğum olacak, aylar geçti; yine olmadı. Bu sefer dediler ki, ‘Reiki 2’yi öğren. Çocuğunun olmama nedeni bilinç altında yatan engeller, onları şifalandır’. Uzun bir zaman da bilinçaltıma çalıştım. Heyecanla, özlemle, çocuk sahibi olmayı bekledim ve yine olmadı. İşte tam bu noktada kafamdaki sesin volümü kısılmaya, içimdeki sesin volümü artmaya başladı.
Çünkü kafamdaki ses sürekli bana, ‘Çocuk sahibi olmayı başarmalısın. Başarırsan ailen ve toplum tarafından onaylanırsın. Tekrar tekrar tedaviler denemelisin, bedenini zorlamalısın. Aile olabilmek için çocuk şart’ diyordu. Egomun sesi, toplumun değerleri ve inançları beni bebek sahibi olmaya zorluyordu. Kendime hiç sormamışım: Gerçekten anne olmak istiyor muyum? Bu seçim benim adıma çoktan yapılmıştı. Yıllar sonra bir baktım ki, çocuk sahibi olmak için tanışıp yaptığım ‘Reiki’ çalışmaları zaman içinde egomun sesini susturmaya, iç sesimin sesini yükseltmeye ve onu duymaya başladım. O diyordu ki, ‘Gerçekten çocuk sahibi olmayı kim istiyor?’ ‘Sen mi, yoksa toplumun ve ailenin getirdiği değerler mi?’ ‘Seni kim onaylasın istiyorsun?’
Çocuk sahibi olmak için illa doğurmak gerekmiyor. Dışarıda bir sürü çocuk var ve hepsi senin sevgini, ilgini bekliyor. İşte bu noktada yılların getirdiği egomun tutsaklığından kurtulup kilitli sandığım kapıların açık olduğunu fark ederek özgür kaldım. Ve dedim ki; ‘Çocuk sahibi olmamak benim seçimim. Bu sorumluluğu kabul ediyorum. Kimse suçlu değil, tercihimden dolayı da kendimi affediyorum.’
Hayatınızda yeni bir sayfa, yeni bir başlangıç istiyorsanız önce affetmeyi istemeli, affetmeyi öğrenmelisiniz.
Hiçbir bahane bulmadan, egonuzun tuzağına düşmeden affetmeyi öğrenin ve deneyin.
Affetmeye başladığımda tüm suçlamaları hayatımdan kaldırdığımda, geçmişin yükünü sırtımdan attığımda baktım ki hayat mükemmel, her şey olması gerektiği gibi oluyor. Anı yaşamaya başladığınızda, zihninizin o bitip tükenmek bilmeyen isteklerini susturduğunuzda bir bakıyorsunuz ki her şey yeteri kadar var. İşte tam o noktada hayata korku ve endişe dolu gözlerle değil, sevgi dolu gözlerle bakmaya başlıyorsunuz. Zihniniz sevgi dolu düşünceler üretmeye başladığında, olumlu düşünmeye başlıyorsunuz. Bu bir süre sonra duygularınıza ve davranışlarınıza yansıyor. Bir bakıyorsunuz ki kader dediğiniz şey sizin avuçlarınızda.
Bir hikaye var, bilmem bilir misiniz?
İki zeki kız kardeş, kör bir bilgenin evine gitmişler. Bu bilge her şeyi biliyormuş ama kardeşler kendi zekalarına o kadar güveniyorlarmış ki onu alt etmek istemişler.
Kız kardeşlerden biri demiş ki: ‘Şimdi bilgeye bir oyun oynayacağım şaşırıp kalacak.’
Avucunun içine bir kelebek koymuş ve diğer eliyle de bastırmış.
Tabii bilge kör olduğu için görmeyecekmiş.
Bilgeye şu soruyu soracakmış: ‘Avucumda bir kelebek var. Canlı mı, ölümü, bil bakalım?’
Eğer bilge, ‘Canlı’ derse diğer eliyle bastırıp öldürecekmiş.
Eğer bilge, ‘Ölü’ derse avucunu açacak ve onu özgür bırakacakmış.
Bilgenin karşısına geçmiş ve sormuş: ‘Haydi söyle bakalım, avucumdaki kelebek canlı mı, ölü mü?’
Bilge demiş ki: ‘Kelebek senin avucunun içinde çocuğum, sen karar ver!’
İşte hayat bizim seçimlerimizden ibaret. Bunu öğrendiğinizde yaşamın sorumluluğunu üzerinize aldığınızda hiç kimse suçlu değil.
Affetmeyle birlikte hayatımın sorumluluğunu elime aldığımda kendi içime yolculuk, insanı keşfetme isteğim daha da çok arttı. Bununla birlikte bir baktım ki ben bir eğitimden diğer bir eğitime koşuyorum. Sürekli okuyor ve uygulamalar yapıyorum. İlk önce ‘Reiki Master’ oldum. Sonra ‘Melek Koçu’ ve ‘Nefes Terapisi’, ardından da ‘NLP’ eğitimi aldım.
Başarı ve etkili iletişimde en başta kişinin kendisi ile iletişimi, bir başkasını anlayabilmede de NLP tekniklerinin çok büyük katkısı olduğunu gördüm. Hem kişisel gelişim yolculuğum, hem de spirütüel yolculuğum bir arada devam etti. Çünkü ikisi birbirini tamamlıyor. En son ‘Yaşam Koçu’ oldum. Kişi gerçekten ne istediğini, neye ulaşmak istediğini içsel yolculuğu ile bulduktan sonra NLP teknikleri ve yaşam koçluğu onu gitmek istediği noktaya götürüyor. Çünkü yaşam koçluğu, kişi hedefine değer veriyor, istiyor ve hazırsa, istediği o değişime çok hızlı bir şekilde kendi kontrolünde çözüme odaklanarak ulaştırıyor, taşıyor.
Karar sizin: Kendi kimliğinizle kendinizi olduğunuz gibi kabul edip sevdiğinizde, sorumluluğu üstlendiğinizde ve tüm suçlamalardan özgür kaldığınızda NLP teknikleri ve Yaşam Koçluğu sizin hiç farkında olmadığınız potansiyelinizi açığa çıkartıp motivasyon sağlayarak, başarıya ve hedeflerinize götürüyor.
Şu anda çeşitli yerlerde seminerler veriyor, bireysel danışmanlıklar yapıyorum. Meditasyon gruplarım var.
Sonuç: Siz sevgili, çok değerli okurlarım... Yaşam amacım bir insanın kalbine dokunmak, uyandırmak, kendi değerinizin farkına varmanızda, kendinizi çoook ama çoook sevmenizde naçizane yol göstermek ve hedeflerinize ulaşmanızda, etkili iletişim kurmanızda siz isterseniz size eşlik etmek.
İyi ki varsınız.
Sevgilerimle...
firma etiketleri Firma Etiketleri
BENZER FİRMALAR