MÜŞTERİ HİZMETLERİ
İnsanlık tarihi boyunca, deniz hep meydan okunması gereken bir oluşum olarak görülmüştür. Bu konu ile ilgili hem yazılı hem de görsel birçok kaynak bulunmakta, ilkel toplumlardan günümüz modern hayatına kadar, denize karşı duyulan korku ve saygı bu kaynaklarda açıkça görülebilmektedir. Gözümüzle gördüğümüzün çok daha fazlasını barındıran deniz ve okyanuslar, insanoğlu için bilinmezliğini halen daha korumaktadır. Bu nedenle olsa gerek, suları fethetme arzumuz halen daha yoğunluğunu korumaktadır.
Deniz ve okyanuslar sadece bilinmeyene açılan kapılar değil ayrıca ulaşımın da temel taşlarından biri olarak hayatımızda yer almaktadır. Kara ve havayolu haricinde deniz taşımacılığı modern gemiler aracılığı ile yapılmakta, yüzlerce hatta binlerce insan, kıtalar arasında taşınabilmektedir. Modern teknoloji sayesinde 5 yıldızlı otellerde dahi bulamayacağınız bir şatafat ve konfor, transatlantik adı verilen gemilerde yolculuğunuz boyunca size sunulmaktadır.
Zamanda biraz gerilere gittiğimizde, ilk transatlantiklerden olan Titanik gözümüze çarpmakta ve bize deniz ve okyanusların ürkütücülüğünü yeniden hatırlatmaktadır. Tarih boyunca birçok kaza ve ölüme sebep olmuş olan denizler, geçtiğimiz yüzyılların en büyük facialarının yaşanmasında büyük rol oynamıştır.
Tarih Sahnesinde Karşımıza Çıkan En Büyük Deniz Kazaları
Deniz ve okyanuslar bilinmezliği ile bizi büyülemeye devam etse de, tarih boyunca tespit edebildiğimiz trajedilerden bazıları aşağıda listelenmiştir:
Sadece can kaybı değil, ayrıca yaşanan en büyük deniz ve çevre kirliliğine sebep olmuş olan Torrey Canyon isimli süper tankerin, İngiltere açıklarında kayalıklara çarparak batması ile 120000 ton petrol denize dağılmıştır. Anında birçok deniz canlısının ölümünün dışında, ekosisteme verdiği zararın etkileri halen devam etmektedir.
Türkiye’de Deniz Kazaları
Türk deniz tarihinde akıllara kazınan en büyük facia 1890 yılında Japonya’dan dönen bir fırkateyn olan Ertuğrul isimli geminin Kuşimoto Adası açıklarında batmasıdır. Bu kaza sonucunda 587 denizci şehit olmuştur. Gemi, 2. Abdülhamid tarafından Prens Komatsu Akihito’nun İstanbul’a bir savaş gemisi ile gelmesi üzerine, iade-i ziyaret yapılması amacıyla 1889 senesinde İstanbul’dan yol çıkmış, 1890 yılında geri dönüş yolunda kayalara çarparak batmıştır.