Patiköy Kedi Köpek Oteli

Patiköy Kedi ve Köpek Oteli, hayvanlara ve en çok köpeklere karşı duyduğum sevgi, ilgi ve sürekli öğreniyor olmanın verdiği haz ile başladı. Önce kısaca kendimden bahsedeyim, ben Seda Çınar Yalhı, 1983 doğumluyum, üniversitenin İnsan Kaynakları bölümünden mezunum. Mezuniyetim sonrası 5 yıl çeşitli kurumlarda insan kaynakları uzmanlığı yaptım. Daha sonra İngilizcemi ilerletmek amacıyla Amerika’nın Kaliforniya eyaletindeki San Diego şehrine gittim ve burada 1,5 yıl yoğunlaştırılmış dil kursuna katıldım. Burada geçirdiğim süre zarfında hem İngilizcemi ilerlettim hem de bambaşka bir kültürün insanlarını yakından tanıma fırsatı buldum. Amerika’daki hayvan sevgisi ve hayvanlara olan saygı özellikle dikkatimi çekti. Köpekler için özel ayrılmış oyun alanları, insanların köpekleriyle geçirdikleri zaman, onlarla oyunları ve onlara gösterdikleri özen ve bunun gibi çeşitli kareler benim hafızamda unutulmayacak şekilde yerini aldı. İngilizce kursum sırasında ata binmeyi öğrendim ve onlarla da uzun süre vakit geçirme imkanım oldu. Kursum bittikten sonra ülkeme kesin dönüş yaptım.

Ufak yaşlardan beri köpek besliyorum ve onlarla olabildiğince haşır neşirim, her zaman köpeklere karşı ayrı bir ilgim olmuştur. Ülkeme dönünce hayalini uzun süredir kurduğum Alman Çoban Köpeği aldım. Bir zamanlar Amerika’da tehlikeli oldukları düşüncesiyle neredeyse yasaklanacak olan Alman Çoban Köpeği ırkının, doğru kişilerle nasıl sosyal, uysal ve cana yakın olabileceğini görmek isterseniz otelimizi ziyaret edin ve ilk aşkım Shadow ile tanışın isterim.

Bir gün arabayla evime dönerken yaz sıcağında yolda yerde yatan 6-7 aylık kadar olduğunu düşündüğüm bir köpek gördüm, hem ezilebilir korkusuyla hem de belki aç ve susuzdur diye düşünerek (arabamda hep mama ve su bulundururum) geri döndüm. Beni görünce dermansızca ayaklandı ve kuyruk sallamaya başladı. Suyunu ve mamasını verdim, iştahlı iştahlı afiyetle yedi, gücü yerine gelir gibi oldu hemen, ama ayrılma zamanı geldiğinde bırakamadım onu. Köpek sahibini seçermiş ya, o seçti beni. O gün bugündür de benimle, ikinci aşkım da o, Bücürük.

Uzun süredir ilgi duyduğum ve hakkında her türlü yazıyı okuduğum İsviçre Dağ Köpeği Bernese ırkı bir köpeğe ailesinin vakitsizlikten çok ilgi gösteremediği için sahiplendirmeyi istediğini duyunca sabah ilk iş aradım ve tanışmaya gittim. Okuduklarımdan çok daha cana yakın, çok daha sevgi dolu ve bir o kadar da sevgi bekleyen 3. aşkımla da bu sayede tanışmış oldum. Onun adı Jess, ve o benim prensesim.

Benim hedefim onların gözlerinin içlerine baktığımda mutlu veya üzgün olduklarını veya ne istediklerini anladığım, canımdan çok sevdiğim köpeklerle vakit geçirmek, onları olabilecek en iyi şekilde yetiştirmek, bakmak, eğitmek, topluma kazandırmak, oynamak, varsa eğer ufaktan gelen sıkıntılarını çözebilmek ve bütün bunları onlar için yaparken, sizlerin de gönül rahatlığı içinde tatilinizi yapmanızı sağlıyor olmak. Hepsiyle ayrı ayrı vakit geçirdiğim için hepsinin huyunu, sevdiği ve sevmediği şeyleri biliyorum. Siz onlardan uzakken, onlar hem sosyalleşecekler, hem güzel vakit geçirecekler, hem de bizlerden bol bol sevgi görecekler. Onlarla vakit geçiriyor olmak benim en büyük keyfim.